Sınırlar ve Biz
- psikologsevvalbasar

- 16 Eki 2020
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 18 Eki 2020
Yazar:Nilay Ece Kaçar
Hepimiz zaman zaman baskı altında kalıyoruz. İstemediğimiz halde istiyormuş gibi davranıyor, üzülmesin diye kabul ediyor, gitmesin diye tamam diyor, …ama seviyor/seviyorum diyerek başkalarının bahçelerinde kayboluyoruz. Sınırımızın olmaması kendi yolumuzu bulmamızı zorlaştırıyor. Çevremizdekilerin sorumluluklarını taşımak onları mutlu etmediği gibi bizi de gerekenden fazla ağırlık taşımamıza sebep olduğu için mutsuz ediyor. Değer bilmediğini düşündüğümüz için nankörlükle suçluyoruz, fazlasını istediği için öfkeleniyoruz, özen göstermediği için üzülüyoruz. Bütün bu duygu karmaşasının sebebini, kendi içimize döndüğümüzde anlıyoruz.

Ne istediğimizi bilmiyoruz. Duygularımıza, düşüncelerimize,dürtülerimize yabancıyız. Verdikçe alamadığımız olumsuz duygularda kaybolmuşuz. Kimin mülkünde dolanıyoruz bilmez haldeyiz. Böyle içsel kayboluşları hepimiz yaşıyoruz. İnsanız, sevdiklerimize verdiğimiz önemi çeşitli şekillerde göstermek istiyoruz.Sydney Harris’in sevdiğim bir sözü var: ‘’ Bir insana gereğinden fazla değer verirsen ya onu kaybedersin, ya kendini. ‘’ Kendi kaybımızı farkettiğimizde,kendimizi özenle koruyacak görünmez sınırlarımızı tekrar tekrar çizmeliyiz. Duygusal ihtiyaçlarımızı giderebileceğimiz, içinde yalnız kalıp düşünebileceğimiz, içine sevdiklerimizi davet edebileceğimiz, isteğimize göre şekil vereceğimiz alanlar bizi korur,mutlu eder. Böylelikle verimli bahçeler, sağlıklı ilişkilere kapılarını açar…




Yorumlar