Eksikliğimizle mükemmeliz
- psikologsevvalbasar

- 19 May 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 May 2020
Yazar: Psikolog Ceyda Çalışkan

Her insan nasıl olması gerektiğine dair içinde hesaplamalar yapar. Bilgi çağında yaşamamız, teknolojinin artması, şehir hayatının hızlı temposu sonucunda insanların hatalara karşı daha anlayışsız olması ve yüksek hayat standartları bizi mükemmelliyetçiliğe itiyor. Özellikle sosyal medya sayesinde sadece içinde bulunduğumuz küçük çevreyle sınırlı kalmıyor, dünyanın bir ucundaki kişilerin hayatlarını çok kolay takip edebiliyoruz.
Bundan dolayı mükemmel görünme arzumuz, bir şeyleri mükemmel yapma arzumuz arttı. Fiziğimiz mükemmel olmalı, yaptığımız yemeğin görüntüsü mükemmel görünmeli, gittiğim restaurant en kaliteli yer olmalı, en iyi fotoğrafı ben çekmeliyim, en iyi ev dekorasyonuna sahip ev benim olmalı, en iyi sabah rutini benim olmalı… Bu liste uzar gider. Üstelik bu mükemmeliyetçiliğin sadece kendimizde olmasını da beklemeyiz; ilişki kuracağımız kişilerin, arkadaşlarımızın, sevgilimizin, iş yapacağız ortamın, iş arkadaşımızın mükemmel olmasını en azından öyle görünmesini isteriz.
Evet bu mükemmellik iyi hoş ama mükemmelliğe ulaşamayınca bize ne oluyor? Kendimize çevremize nasıl bakıyoruz?
Kendimizi eksik mi görüyoruz yoksa kendimize sinirlenip kendimizden vaz mı geçiyoruz? Hayatı kendimize dar mı ediyoruz? İşte bu noktada bir durmak gerekir.
Bu konuda kendimize şunu sormamız lazım; bir konuda mükemmele erişirken aslında ne yapmaya çalışıyorum? Neden o yönümü mükemmel göstermeye çalışıyorum? Örneğin; düzen konusunda mükemmellik algısına sahip biri acaba hayatın düzensizliği ve hayatın getirdiği acılara karşı bir duruş sergiliyor olabilir mi? Zihnini mükemmel düzen kurma konusunda aşırı şekilde düşünmeye yönlendirerek bu konuya karşı bir güvence mi sağlıyor? Dönüp bir bakmak gerekiyor.
Bir insan olarak mükemmel olmamız mümkün değil. Her zaman eksiğiz, tamamlanmamız mümkün değil. Seçimlerimizin sonucunu bilmiyoruz, hayatımız üzerindeki kontrolümüz sınırlı. Belirsiz bir dünyada yaşıyoruz. O zaman neden mükemmel arzusuna sahip olup bunu gerçekten gerçekleştirmek istiyoruz? Çünkü temel amacımız kendimizden kaçmak, uzaklaşmak. Mükemmellik deyince işin içine ister istemez dış standartlar giriyor; kendimizin dışarıya karşı nasıl göründüğüyle çok ilgileniyoruz.
Bu noktaya ne kadar odaklanırsak kendimize bir o kadar yabancılaşmaya başlar, uzaklaşırız. Çünkü kendimizi dinlemiyor, kendimize içten bakamıyor mükemmeli arayarak veya bulduğumuzu zannederek kendimizi güvende bir limanda olduğumuzu hissediyoruz. Tabii bu his kalıcı olarak kalmıyor.
Biz tam olmadığımız sürece yani eksikliklerimizle güzeliz. Bizi kendimiz yapan da budur. Burada önemli olan eksikliğimizi kabullenmek ve bununla yaşamayı öğrenmektir. Asıl mesele yeterince iyiolmaktır. ‘’Bu bana iyi geliyor’’ veya ‘’Ben halimden memnunum.’’ deyip olanla kalabilmektir. Daha fazlası için zorlamamak, yetinmek üzerimizden çok büyük bir yük kaldıracaktır.
Unutma ki; Sen ‘sen’ olduğun sürece mükemmelsin.




Yorumlar