top of page

Ara Verme Etkisi


Sınavlara, sunumlara, yapılması önem teşkil eden konuşmalara son dakika hazırlananlardan mısınız?


Öncesinde hazırlık yapılması gereken bu aktiviteler son geceye ya da son saatlere sıkıştırıldığında, kişide yoğun anksiyete yaratabilmektedir. Bu anksiyeteyi kontrol altına alamamak; kişide gerginliğe, heyecana, öfkeye ve zaman kısıtından dolayı aceleceliğe neden olmaktadır. Tüm bu faktörler kişinin öğrenme sürecini sekteye uğratmakta, öğrenmenin eksik ve hatta hatalı olmasına sebep olmaktadır.

İlk olarak Hermann Ebbinghaus tarafından tanımlanan ara verme etkisi kavramı, öğrenmenin zamana yayılması durumunda daha iyi ve kalıcı sonuçlar elde edildiğini göstermektedir.

Ara verme etkisine göre, kişi öğrenmesi gerekenleri son dakikaya bırakmadan, zamana yayarak, bu zamanı verimli şekilde planlayarak öğrenmeyi gerçekleştirdiğinde, öğrenilen bilgi daha kalıcı olmaktadır. Öğrenmeyi zamana yaymak kişi için ilk başta zorlayıcı olabilmektedir. Çünkü bu düzen ve istikrarı gerektirmektedir. Fakat, bu beceriler günlük hayat pratiğinde kazanılabilmekte, ve kişi bu becerileri kazandığında aslında uzun vadede kendine yatırım yapmaktadır.

Günlük çalışma saatlerinin, öğrencilerin girdiği ders saatlerinin süresi gibi bazı faktörler kişinin dikkat kalitesini etkilemektedir. Yani; ara verilmeden 2 saat ders dinlemek ya da hiç mola vermeden saatlerce çalışmak, aslında bir noktadan sonra kişi için verimsiz hale gelmekte, sadece hedefe ulaşmak anlamı taşımaktadır. Bu sebeple, çalışırken, öğrenirken kısa aralar verilmeli, bu aralar ve çalışmaların süresi birbirine paralel şekilde planlanmalı ve kişi için kaliteli bir öğrenme sağlanmalıdır.

Son gece çalıştığınız bir sınavı düşünün. Muhtemelen bilgiler, sabahki sınava kadar taze kalmış, hatta belki de bir anda bu kadar fazla bilgi öğrenilip zihinde tutulmaya çalışıldığından, sınav esnasında karıştırılmıştır. Bu şekilde öğrenilmiş olan bilgi, günü kurtarsa dahi, uzun vadeli olarak maalesef ki kullanılamayacaktır. Çünkü, bilgi sindirerek öğrenilmediğinden, bu sürece pek çok olumsuz diyebileceğimiz duygu ve davranış eşlik ettiğinden bu bilgi kısa süreli bellekte bir süre tutulacak, ardından unutulacaktır. Halbuki, zamana yayarak, belirlenen bir plan doğrultusunda, sindirerek öğrenilmiş olsa, uzun süreli belleğe doğru yol alacak, gelecekte bu bilgiye benzer yeni bir bilgiyle karşılaşıldığında, geri çağrılıp kullanılabilecek kadar sağlam olacaktı.

Ara verme etkisinde, önemli bir unsur verilen araların da iyi değerlendirilmesidir. Öğrenmeye ya da çalışmaya ara verildiğinde kişi, gerçekten öğrenmeye çalıştığı şeyden ya da işinden sıyrılabiliyor olmalıdır. Yani, ara verme hakkınızı bir kahveyle değerlendiriyorsanız, ardınızda bıraktığınız dosyaları değil, yaşadığınız anın içinde kalmalısınız. Bu şekilde verilen kısa ve kaliteli aralar, zihni bir süreliğine odak noktasından ayırdığından, bir bakıma dinlendirdiğinden dolayı, dinlenmiş ve enerjisini depolamış bir beyin, ara sonrasında daha iyi odaklanabilecektir.

N.


 
 
 

Komentar


İletişim

Sorularınız için bana ulaşabilirsiniz

Uzman Klinik Psikolog

Şevval Sünbüloğlu

​​

     0552 302 56 90​

     psikologsevvalbasar@gmail.com

Atatürk Mh. Çeşme Sk. Ayvazlar İş Merkezi, No:2 D:15 Ümraniye 

© 2019 Psikolog Sevval Sünbüloğlu- All rights reserved

bottom of page